Radyasyonun İnsan Sağlığına Etkileri

Radyasyonun İnsan Sağlığına Etkileri

İnsan nüfusundaki kontrolsüz artış gün geçtikçe kontrol edilemez bir hal almaktadır. İnsanların çevreye duyarsız duruşları ile çevre kirliliğinin de önüne geçilmemektedir. Çevre kirliliğini etkileyen en büyük unsurlar olarak bilinen plastik kullanımın yaygınlaşıp doğaya atılması, ozon tabaksının incelmesi, deniz kirliliğinin artmış olması, ozon tabakasındaki incelme sonucunda buzulların hızlı bir şekilde erimesi bu yüzden kutupta bulunan canlı türlerinin neslini riske atmaktadır. Bunlarla beraber ozon tabakasındaki incelmeden oluşan göletlerin azalması, buna sebebiyet veren durum, ozon tabakası güneş ışınlarından gelecek olan kötü ışınların atmosferimize girmesini engellemektedir. Ozon tabakası inceldiğinden dolayı dünya üzerinde bazı bölgelerde sel felaketleri yaşanırken aynı zamanda diğer bölgelerde su kıtlığı yaşanmaktadır. Bu olaylar çerçevesinde radyasyonun ne olduğunu ve nelerden dolayı oluştuğuna hep beraber bakalım. Radyasyon teknolojinin gelişmesi ile günümüzde kullanımı oldukça yaygınlaşmaktadır. Teknolojik aletlerin her biri bir radyasyon kaynağı olarak işlev görmektedir. Belirli derecelere sahip olan radyasyonlar insan sağlığı ve diğer canlılar üzerinde zararlı etkilere yol açmaktadır. Geçmişte yaşanan bir çok patlama yüzünden insanların ölümü ve radyasyona maruz kalan insanlar genetik olarak diğer bireylerde de belirtileri görülmektedir. Belirtiler sakat doğumun gerçekleşmesi ve organlarda yeterliliğin olmaması konusunda belirtileri bulunmaktadır. Patlamanın olduğu bölgelerde radyasyon yüzünden topraktaki verimliliği bitirmektedir. Bu verimliliğin bitmesi ile o bölgede insanlar yaşamamaktadır çünkü radyasyon etkisi devam etmektedir. Bu bölgede oluşan hava gazları gökyüzüne süzülüp bulutlar aracılığı ile diğer bölgelere taşınması gerçekleşir. Taşındığı bölgede yağmur, kar veya dolu olarak yeryüzüne düşüp o bölgeyi de etkisi altına alıp zarar vermeye devam etmektedir. Vücuda verilen radyasyon zararları gün geçtikçe artış göstermektedir. Bu durum teknolojinin gelişmesi ile doğru orantılı şekilde ilerlemektedir. Alınan önlemler radyasyon ışınlarına göre maalesef yetersiz kalmaktadır. Radyasyon konusunda yapılan araştırmalara göre radyasyonun zarar vermediği aksine radyasyon ile beslenen bitkilerin olduğu ortaya çıkmıştır. Oldukça sağlam bir bitki örtüsüne ve savunma sistemi ile gözleri korkutan kaktüsler radyasyonu emerek size gelen radyasyonun büyük çoğunluğunu bünyesinde parçalamaktadır. Aksesuar olarak kullanılan kaktüsler çalışma masalarımızda birer tane bulundurmamızda sağlığımız için etkili bir yöntem olacaktır. Günlük hayatımızın büyük bir çoğunluğunu bilgisayar, televizyon ve en önemlisi telefon kullanımında harcamaktayız. Uzun süre cep telefonu ile görüşmeler yapan ve cep telefonları ile vakit geçiren insanlarda erken ölüme yol açmaktadır. Haberleşme konusunda kullanmış olduğumuz telefonlar hayatımızı kolaylaştırmaktadır ama kullanımını dikkatli bir şekilde gerçekleştirmekteyiz. Telefondaki radyasyonun zararları çok olduğundan dolayı önlem almakta ve bilinçli bir şekilde davranıp yaşamımızı o şekilde sürdürmemizde fayda olacaktır. Cem telefonu kullanımında dikkat etmemiz gereken hususlar, sesli telefon görüşmelerinde kablolu kulaklık kullanılması, cep telefonu ile çok vakit geçirilmemesi, uyuma esnasında telefonlarımızı başka odada bırakılması gerekmektedir.

 

 

Radyasyonun zararları maddeler halinde sıralayacak olursak;

Canlılar üzerinde DNA’yı zedeledikleri için kanserli hücrelerin oluşmasına sebep olmaktadır.

Canlıların doğasını bozduğundan dolayı ekolojinin bozulmasında ve canlı türlerinde azalma olmasına sebep vermektedir.

Nükleer santrallerin patlaması sonucu uzun süren yıllar sonrasında dahi topraktaki verimlilik oranı sağlanmamaktadır.

Doğrudan radyasyona maruz kalan bir insan ilk olarak belirtilerini göstermemektedir. Tüm vücudu etkilediği ve radyasyon hücreler ile temasa geçtiği zaman soğuk algınlığı belirtileriyle karşımıza çıkmaktadır. Belirtilerinin gözlemlendiği ve fark edildiği sırada diğer canlıların hayatını riske atmadan sağlık birimleri ile iletişime geçilmesi gerekmektedir.

Yapılan araştırmalar sonucu radyasyona en duyarlı organ kemik iliği olarak bilinmektedir.

Sağlığımız için tedbirleri elimizden bırakmayıp güzel yarınlar için, yaşanılabilir bir dünya kurabilmek için her konuda dikkat etmemiz gerekmektedir. İlk olarak bir fidan dikerek başlamak mümkün.